Amca ve Teyze Minik oğlan bahçede oynarken, babasının arabasıyla sokaktan geçip, ormana
doğru gittiğini görmüş. Merak bu ya. O da arabayı izleyerek ormana gitmiş. Bir de ne görsün.
Babası ile teyzesi arabanın yanında durmuş öpüşüyorlar. Çocuk bu ya, gördüğünden etkilenmiş
durumda koşarak eve dönmüş, nefes nefese heyecanlı bir şekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babamı
ormanda" derken annesi sözünü kesmiş ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinleş. Öyle anlat" demiş. Oğlan sakinleştikten
sonra devam etmiş, "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm. Ben de ormana
gittim. Orada babamı teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı.
Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler". Anne çocuğa dönmüş, "Dur bakalım, ne kadar ilginç bir
öykü bu. Devamını anlatma, sakla. Aksam yemeğinde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanın
suratını görmek istiyorum". Aksam olmuş, yemeğe oturmuşlar. Anne çocuga dönmüş; "Bu gün
neler yaptığını bize anlatsana" demiş. Oğlan baslamış; "Bahçede oynarken babamın
arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babamı teyzemle öpüşürlerken
gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka koltuğuna
geçtiler. Ardından geçen sene babam seyahatteyken senin Amcamla yaptığın şeyden yaptılar.
Alışkanlık Genç
karı koca yataklarında uyurken kadın rüyasının etkisi altında "eyvah kocam" diye bağırmış
kocası uyku sersemi fırlayıp gardolaba saklanmış.
Akıllı er
Bir albay,
bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele girip kompartman
karardigi zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden ciktıktan
sonra yasli kadin "Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi" diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir. Genc kiz da "Zevksiz
herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi " diye dusunmektedir. Albay ise "Ulan bizim
esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik" diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir: "Hehe. Aferin lan bana. elimi
öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya...
Acele etmeyin
Alican çok terbiyesiz bir çocukmus. Bir gün annesinin
misafirleri konken oynamaya geleceklermis.Oglunun yanlis hareketlerde bulunacagindan korkan annesi misafirlere Alican
terbiyesiz bir laf ederse kalkip gidiyormus gibi yapin belki utanir demis.Misafirler tamam deyip oyuna basladiklari sirada
Alican içeri firlayarak"Anne anne limana bir gemi yanasti içinde bir sürü abaza denizci var,etrafta kari ariyorlar demis
Bunun üzerine kadinlar ayaga kalkip gidermis gibi yapmislar. Bu sirada Alican atılmış "Oturun oturun daha
birhafta buradalar "
Aklınızda bulunsun
Adamin birini kirmizi isikta gectigi icin polis durdurmus,
adamdan ehliyet ruhsat istemis. Adam da "Yanimda yok, arkadasin evinde iciyorduk, sanirim fazla kacirdim, biraz sarhosum
orada unutmus olmam lazım" demis.. Polis dumur olmus tabii..Kirmizi isik, alkol, ehliyet ruhsat yok...Gitmis komiserine
durumu anlatmis... Komiser gelmis adama ehliyet ruhsat sormus, adam cikartip uzatmis hemen.Komiser sasirmis tabiii...
Alkolmetreyi cikarip ufletmis, adamda zerre alkol yok... Sasirmis tabi.. "Yaw memur bana sizin alkollu oldugunuzu
ve ehliyetinizin yaninizda olmadigini soyledi" demis. Bizim uyanik donmus komisere.. "Siz ona aldirmayin, pek
iyi degil galiba.. Birazdan size kirmizi isikta gectigimi filan da soyleyebilir"
AMELİYAT YERİ
İki
sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız
sevgilisinin kulağına fısıldar : -Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar. -Göster canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek : -Bak
şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....
ANNELER HERŞEYİ BİLİR
Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş. Yemek sırasında anne hep Hasan'ın ev arkadasının
ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek boyunca ogluyla kız arasında neler oldugu konusunda meraktan
çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan ;Anneciğim Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece
ev arkadasıyız demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan'a sormus: ; Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini
bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda bir fikrin var mı? Sence annen almış olabilir mi? Hasan
cevap vermis;Aldığını sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım’ ve annesine
şöyle yazmıs: ;Annecigim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gercek şu ki bize yemege
geldiginden beri çorba kepçesi kayıp Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis: ; Sevgili oğlum,
sana Ayse ile yatıyorsun ya da yatmıyorsun demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor olsaydı
simdiye kadar corba kepcesini coktan bulmus olmalıydı..
AKILLICA
Kadın adama; Siz üçüncü kocama
ne kadar benziyorsunuz. Adam;Yaa! Kac kez evlendiniz? Kadın;İki
Akrobat Temel Temel marangoz
ama ne marangoz mesleğinin zirvesinde derken trabzona dünyanın en büyük sirki geliyor çadır direğini dikmek
içinde usta bir marangoza ihtiyaç var arayıp soruşturuyorlar en iyi usta olarak temeli tavsiye ediyorlar temel sirke
gelip ne iş yapılacağına bakıp takımlarını alıp geliyor ve direğin üstüne
çıkıp başlıyor direği yere çakmaya bu sırada sirkin patronu aşağıdan temeli seyrediyor
derken temel birden havada iki parande üç salto atarak yere iki ayağının üstüne ve ellerini bacağının
yanlarına vurarak sağlam bir şekilde düşüyor bunu gören patron içtiği puroyu yutuyor ve koşarak
temelin yanına gelip aynı hareketi yapmasını ve bunun karşılığında ise çok büyük
para kazanacağını anlatıyor temel ise kesinlikle olmaz diyor patron gene aynı hareket için para ve
20 senelik ip canbazlarının bile bu hareketi yapamadığını anlatıyor adam ısrar ediyor
temel kabul etmiyor adam gene ısrar temel en sonunda adamın kulağına eğilip ula hemşerim benim
her sefer aynı hareketi yapmam için direğin tepesinde aletin başına mı vurmam lazım.
Akvaryum Temel
bir gün bir hayvanat bahçesine gitmiş. Akvaryumların yanında birini görmüş. Adam elini akvaryumun neresine
götürse balık da takip ediyormuş. Temel sormuş: - Ula bu nası oliyi? Adam: - Her zaman daha zeki
olan yaratıklar kendinden daha az zeki olanları yönetebilirler demiş. Adam oradan uzaklaşmış.
Bir kaç dakika sonra geldiğinde bir de ne görsün? Temel kafasını akvaryuma sokmuş ağzını
balıklar gibi bir açıp bir kapatıyor.
Avcı Temel Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli
avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel
yatın yere tavşan deliği! Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan
çıkar. Avcılar hemen Vururlar. Tekrara yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyük bir delik çıkar karşılarına.
Temel: "Yatın yere, tilki deliği!" Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar onu da vururlar. Tekrar düşerler. Bu
defa daha büyük bir delik çıkar. Temel:" Yatın yere ayı ini", Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar.
İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında
dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakaralar. Temel:"Uşaklar ne çıkacağunu bilmeyrum. Ama yatın ne
çıkarsa bahtumuza!" Ertesi gün gazetelerde: Dört avcı tren altında can verdi...
Alkol Kontrolü Trafik
memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadime;yi gören komiser
hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyetkemeri takılmış görünce, - Ya beyefendi bu gün
yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz
der. "Ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız. Temel sevinçle - "Ne yapacağım hemen gidip kendime
bir ehliyet alacağum der. Komiser şaşkın şaşkın - "Ne ehliyetiniz yok mu der, Fadime
olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey temel içince ne dediğini bilmez” der. Komiser daha
da şaşkınlıkla - "Ne bir de içkili misiniz diye haykırır. Arkadan yaşlı adam öne
atılır ve - "Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir
diye. Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdruste
koşa koşa gelerek - "Ne oldi geçtuk mi sınırı"der.
Altın Pisuvar
Bir
gün Temel eglenmek için bir yer ariyormus. Daha önceleri barlara gidiyormus fakat simdi gidecek farkli bir yer ariyormus.
Bir arkadasi ona Sari Bar adli bir yer önermis.Oda gitmis fakat diger yerlerden hiçbir farki yokmus. Neyse demis içkisini
içmis tuvalete gitmis . Bir de ne görsün altin bir pisuvar var. Cok sasirmis daha sonra pisuvara iseyip gitmis. Obür
gün yine gelmis ve içkisini içip tuvalete gitmis. Bir de ne görsün altin pisuvar yerinde yok. Barmene gidip "Tek farkunuz
altun pisuvardu, sinci o da yok" demis. Barmen barda oturan iri yari adama "Necmi abii senin saksafona iseyen adam
geldi" demis.
Ahmet
Hiyar
Adamin biri ismini degistirmek için mahkemeye basvurmus... Hakim Sormus : - Adin ne ? Adam Cevap vermis
: - Ahmet Hiyar, efendim... Hakim : - Isim degisikligi istemekte haklisin evladim... Peki yerine ne istiyorsun ? Adam
: - Mehmet Hiyar...
AT Temel ile Dursun iki tane at almislar. Fakat devamli karistiriyorlarmis. Hangisi kimin ati belli degil.
O yuzden Temel'in aklina parlak bir fikir gelmis ve atin bir tanesinin kuyrugunu kesmis. Dursun'un ona inat o da diger atin
kuyrugunu kesmis. Temel bu sefer atin bir tanesine boya ile isaret koymus.Dursun'da ona inat ayni yere ayni boya ile diger
ata isaret koymus. Bakmis ki boyle de olmuyor. Temel Dursun'a : " Ha Tursun bak bu boyle olmayacak Beyaz at benimki, siyah
at da seninki olsun" demis.
ADRES Temel Durun'a telefon'da adresini soyluyormus."Bahce Caddesi..." Dursun demis ya sunu bir kodlasana
demis. Temel saymis" Bolu'nun B'si, Adana'nin A'si..". Dursun hemen sormus: "Adana'nin hangi A'si.
MEMUR TEMEL Temel bir devlet dairesine gitmis. Oradaki memur evraklar icin ismini sormus. Temel :" Ismim
temel icinde Z yok" demis. Memur : " Zaten Temel'in icinde Z olmaz ki" demis. Temel demis:"Biz ne deduk".
|
PEŞPEŞE FIKRALAR Temel Rize'de Is ve Isci Bulma Kurumuna gitmis." Ismim Temel aslan avcisiyim.
Adam demiski:" Rize'de aslan yok ki" demis. Temel : " biz de ondan is ariyoruz ya "demis.
Lazin biri dunyaca unlu agir
ceza avukati imis. Idama carptirilan mahkumlari ipten aliyormus. Bir gun mafya babalarinda biri idamla yargilanirken mafya
babasinin adamlari bizim Temel'e gitmisler ve 'Durum boyle boyle hic olmazsa sunu bir muebbete cevir demisler. Temel olur
demis 10 dk'lik is. Sabah olmus mahkemeye gitmisler Temel kapali celse istemis ve hakimle ikisi bir odaya girmisler. Bizim
Temel 10 dk sonra cikmasi beklemirken aksama kadar cikmamis. Aksam kan ter icinde cikmis. Sormuslar ya niye bu kadar uzun
surdu diye. Temel cevap vermis: - Hakim tutturdu beraat diye muebbete cevirinceye kadar akla karayi sectim
Bir
Japon is adaminin cok guzel karisi varmis. Gittigi yerlerde diger is adamlari karisina iltifat ediyorlarmis. Birgun Amerika'ya
yapilan is gezisinde Amerikali is adami iltifat etmis ve Japon onu disari cagirmis. Pat kut disardan sesler gelmis. 5dk sonra
Japon KARATE ile isini gordum demis. Bir gun Avrupa gezisinde Ingiliz bir is adami iltifat etmis. Japoin yine disari cagirmis.
Pat kut disardan sesler gelmis. 5dk sonra Japon AYKIDO ile isini gordum demis. Bu Japonun unu yayilimis. Bir gun Turkiye ye
duzenlenen is gezisinde bizim laz iltifat etmis. Japon onu disari cagirmis. Gene pat ku sesler gelmis.5 dk sonra Japon yerine
bizim Laz gelmis. Laz soyle demis "TOYOTO KRIKO".
5-6 laz birbirlerinin ustune cikmis, ellerinde metre direginin boyunu
olcmeye calisiyorlarmis.Bunlari goren birisi ya kardesim su diregi yatirip da olcsenize daha kolay olur demis. Hemen biri
cevap vermis. Akillim biz enini olcmeyecegiz ki boyunu olcecegiz
Ogretmen derste anonim kelimesini acikliyormus. Soyle
demis: "Kimin yaptigi belli olmayan isler icin anonim kullanilir demis" O sirada biri gulmus. Ogretmen sinirlenmis ve kim
guldu demis. Laz ayaga kalmis anonim demis
Lazin bir bir gun trende vagonlari dolasirken bir Ingiliz, bir Fransiz ve
bir de Amerikali gormus. Kendi kendine "Ben bu fikrayi daha once okumustum"demis.
Lazin biri uyumadan once yatagin
basucuna 1 dolu 1 bos bardak koyuyormus. Arkadaslari hadi doluyu anladikta bos bardagi ne yapacaaksin diye sormus. Laz hemen
cevap vermis. Gece uyaninca ve susamissam dolu bardaktaki suyu iciyorum ya susamamissam.
Lazin biri yuruyen merdivene
binmis. Elektrikler kesilince 3 saat mahsur kalmis
Karadenizli'nin biri yolda yururken bir muz kabugu gormus.Kendi
kendine eyvah yine dusecegim demis.
Karadenizli'nin biri senet bulmus odemis.
Ayni Karadenizli odeyemeyecegi
kadar buyuk bir senet bulmus, Yurtdisina kacmis
Italyan bir gondolcu varmis.Kurek cekerken LOPIDIYE diye tempo
tutuyormus. Bir gun Amerikali bilim adamlari Italya'ya arastirma yapmaya gelmisler. Bu Italyan gondolcunun beyninin bir kismini
kesip incelemisler. Gondolcu LOPIDI demeye baslamis. Arastirma icin yeterli olmayinca bir kismini daha almislar.Bu sefer LOPI
demeye baslamis. Arastirmalar icin gene yeterli olmamis ve gene beynin bir kismini almislar.Gondolcu kurek cekerken LO demeye
baslamis. Arastirmalar devam ederken aldiklari parcalar yetmemis ve kalan kismi da almislar.Gondolcu artik LOPIDIYE yerine'Cay
elinden oteye gidelim yar seninle......'demeye baslamis. :-)
Karadenizde kutu kolalarin altinda once kapagini aciniz
yaziyormus.
** Iki karadenizli pencereden sarkma yarisi yapiyorlarmis, yarismayi rahmetli Dursun kazanmis.
**
Iki Karadenizli suyun altinda en cok kim kalacagina dayir iddiasina girmisler. Ikiside boyunlarina bir iple kaya baglayip
atlamislar. Aradan bir hafta gecmesine ragmen kimin kazandigi belli olamamis.
Iki karadenizli ucaktan parasutle atlamislar.
Heyacan olsun diye parasutleri gec acmaya karar vermisler. Ikiside cok buyuk bir hizla asagi inerken Dursun Temel'e "Temel
ben korkuyorum, acacagim" demis ve parasutunu acmis.Temel inmeye devam etmis. Temelin yere iyice yaklastigini goren Dursun
bagirmis"Hey cakilacaksin ac su parasutu". Temel de bagirmis"Gerek kalmadi. A ha geldik iste.
Iki karadenizli
ucaga binmis. Ucak havalandiktan sonra ucagin motorlarindan biri bozulmus. Pilot anons etmis"Ucagimizin bir motoru bozulmustur.
Telasa gerek yoktur". Aradan cok gecmeden ikinci motorda bozulmus.Pilot anons etmis"Ucagin ikinci motoruda bozuldu....".Temel
Dursun'a donmus"Tursun desene geceyi burda gecirecegiz."
Bir yerde orman yangini cikmis. Yangin cok buyuk oldugu
icin havadan ucaklar da katilmis. Ucaklar ormanin yakinindaki golden alcarak su alip ormanin ustune bosaltiyorlarmis.Yangin
zar zor sondurulmus. Teknik bir ekip yanan ormani incelemek icin ormana gitmis. Ormanda gezinirlerken yanmisŸ bir
dalgic gormusler. Yanan dalgicin karisina soyle haber verilmis. "Kocaniz golde dalarken yanarak oldu".
Bir Karadenizli
dukkanini genisletmek icin ogullari ile birlikte dukkanin ortasindaki sutunu dinamitle havaya ucurmuslar. Sutun binanin temel
kolonu oldugu icin bina cokmus.
Karadenizde mezarliga helikopter dusmus. 450 ceset cikarilmis, calismalar hala devam
ediyormus.
Kavanoz 80'lik bir dede 20 lik bir genç ile evlenmiş.Bunlar bir çocuk sahibi olmak istiyorlarmış.(Tabiiki
doktor başvurusuyla)Gitmişler doktora doktor demiş ki "Amca,baba olmak için deneme olarak şu kavanoza
sperm akıtmanız lazım".Adam soyunma kabinine girmiş "ahhhhh uuhhhh"diye sesler gelmeye başlamış.Adam
çırılçıplak olduğu için sadece kafasını dışarı çıkarmış ve demişki
"Doktor bey karımda buraya gelebilirmi?'' demiş.Doktor tabiiki demiş.Karısı gitmiş yanına
bu sefer hem adamdan hem kadından "aaaaahhh uhhhh"diye sesler gelmiş.Adam doktoru çağırmış demişki
doktor bey yapamıyoruz!Sağ elimle denedim olmadı sol elimle denedim olmadı iki elimle denedim olmadı
karım sağ eli ile denedi olmadı sol eli ile denedi olmadı hatta ağzı ile bile denedi olmadı
demiş!"Doktor bey biz bukavanozun kapağını açamıyoruz" :)))))))))))))))
Çapkın Doktor
Kadın göğsünden rahatsızmış ve bir röntgen mütehassısına gitmiş. Doktor __soyunun
lütfen....demiş. Kadın : Beyefendi ben utanırım ışıkları kapatabilir misiniz acaba?
diye sormuş. Neyse doktor ışıkları kapatmış beş dakika sonra kadın sormuş:
Doktor bey elbiselerimi nereye koyayım? Benimkilerin üzerine....
Öksürük İlacı Adamın biri
çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla
öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma
gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorum ki,demiş.
Bu
Randevu İptali Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı randevuya
gelemeyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?" -Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktöre
gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık. Kısacası
doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
Bir İyi Bir Kötü Doktor hastasını telefonla
arar ve hastasına bir kötü birde çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonrada ilk önce hangisini söylememi istersiniz
diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler. Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık
ki 24 saat ömrünüz kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber ne olabilir
ki ?" Doktor "Dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim."
Yapamıyorum Doktor
Adamın biri bayan bevliye mütehassısına muayene için gider.Bayan doktor hastaya derdini sorar. Hasta adam
"VALLA DOKTOR HANIM YAPAMIYORUM "der. Doktor hanım hastayı muayene eder, tahliller yapar sonunda reçetesini yazar
ve hastayı bir ay sonra tekrar gelmek üzere gönderir. Bir ay sonra hasta adam tekrar kontrole gelince doktor hanım
sorar "NE OLDU TEDAVİM İŞE YARADIMI ? ". Hasta "MAALESEF DOKTOR "der. Doktor "ALLAH ALLAH" der. Tekrar aynı
muayene ve tahlilleri yapar hastaya reçeteyi düzenleyip bir ay sonra gelmek üzere gönderir. Bir ay sonra hasta tekrar gelir,
sonuç aynı. Doktor aynı işlemleri tekrarlar fakat sonuç değişmez. Doktor en son kontrole gelişinde
artık yaptığı tedaviden sonuç alamamanın kızgınlığıyla hastaya "GEÇ ODAYA
SOYUN "der. Hasta soyunur, doktorda soyunur, bir güzel işi bitirirler. Doktor sinirlenir ve "HANİ ULAN YAPAMIYORDUN"
der. Hasta sırıtarak "BULUNCA YAPIYORUM DOKTOR" der.
Diş Çektirmek Diş hekiminin odasına
giren genç ve güzel kadın -"Ah doktorcuğum, bu dişi çektirmektense çocuk doğurmayı tercih ederim."
demiş. Doktor -Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce karar verin.
BuÇok osuruyorum Kadının
biri doktora gitmiş: -"Doktor bey benim biraz garip bir problemim var ben çok sık ve fazla osuruyorum, ancak neyse
ki hiç ses ve koku çıkmıyor, yine de her dakika her dakika bayağı rahatsız olmaya başladım
lütfen bir çare bulun." demiş.Doktorda birkaç ilaç yazmış ve 1 ay sonra kontrole gelmesini rica edip kadını
yollamış. Aradan 1 ay geçer geçmez kadın yine pat damlamış. -"Doktor bey ne yaptınız? Yine
çok sık gaz çıkarıyorum ama bu sefer bir koku çıkıyor bir koku çıkıyor, dayanılır
gibi değil istediğiniz kadar cam kapı acın saatlerce gitmek bilmiyor." Doktor memnuniyetle cevap vermiş:
-"Hmmm güzel, demek burnunuzu tedavi edebildik şimdi sıra kulağınızda."
Sperm Konturolü Adamın
biri sperm kontrolü için doktora gitmiş. Doktor bir kavanoz vermiş ve bunu doldur getir demiş. Adam bir kaç
gün sonra geldiğinde "Doktor bey sağ elimle denedim olmadı sol elimle denedim olmadı karım sağ
ve sol eliyle denedi yine olmadı en sonunda komşuya gittim" der. Doktor şaşkınlık içinde "Nee
komşuya da mı denettirdin?" " Evet bir türlü kavanozun kapağını açamadık" demiş.
Atmaması
Adamın biri doktora gitmiş. Kalbim çok atıyor demiş Uzun bir muayeneden sonra doktor "Atmaması
lazım" demiş. Adam doğru bir eczaneye gitmiş ve "Atmaması var mı" demiş. Eczacı şaşırarak
:"Beyefendi Atmaması bizde olmaz ,siz köşedeki veterinere gidin" demiş. Adam 4 kutu at mamasını almış
ve bir ay boyunca kullanmış. Sonuç mükemmel 4 ay sonra adamın kalp şikayetleri yeniden başlamış
ve doğru veterinere gitmiş ve 4 kutu daha at maması istemiş. Veteriner "kusura bakmayın at maması
ithalatı artık yapılmıyor. Bizde de bitti" demiş. Adam telaşla doktoruna gitmiş ve "atmaması
bitmiş" demiş . Doktor da "bitmemesi lazım" demiş...
Kalp Cerrahi Nam yapmış bir
Kalp Cerrahının ölümünün ardından, mesleğine uygun bir cenaze töreni olması düşüncesiyle büyükçe
bir kalbin icerisinden çıkıp gelen tabutu gören başka bir doktor kahkaha ile gülmeye başlar, etraftakilerin
saşkın bakışı ve yadırgamaları üzerine doktor gülme sebebini açıklar; "Kadınhastalıkları
uzmanıyım da!..."
Üç doktor üç doktor muayahana açmaya karar vermişler ve açmışlar. 1.
doktor tabela olarak memleketin en iyi doktoru yazmış bunun üzerine tabiki öbürleri boş kalmamış
2.si ise tabela olarak ise dünyanın en iyi doktoru yazmış tabiki bizim 3. doktor daha iyi bişey yapması
lazımdır bunun üzerine 3. ise tabelaya mahallenin en iyi doktoru yazmış
Kendini Fare Zanneden Hasta Doktorun
biri, yıllardır ilgilendiği ve sevdiği bir hastasının yanında uyku hapları taşıdığını
görmüş ve onu uyarmak istemiş: -"Haluk Bey, kullandığınız uyku haplarını gördüm, zaman
zaman ihtiyacınız olabilir ama ben sizi uyarayım; o haplar çok etkilidir ve bağımlılık
yaparlar." Hasta bunun üzerine ukela ukela gülümsemiş: -"Yok doktorcum, sen yanlış biliyorsun. 17 senedir bu
ilacı kullanırım, bağımlılık filan yaptığını görmedim!"
Zayıflama
Reçetesi Çok şişman bir adam, çok şöhretli bir doktora gidiyor, konu zayıflama. Doktor,bir hafta kullanmak
üzere, isimsiz bir hap veriyor kendisine. İlk kullandığı gece, uyur uyumaz rüya görmeye başlıyor
adam. Bir saray içinde, etrafında onlarca cariye, sabaha kadar bir onla, bir bunla sabah uyandığında,kan
ter içinde. Her gece aynı şey, bir haftanın sonunda bütün fazla kilolar atılmış durumda. Günler
sonra yolda şişman bir arkadaşına rastlıyor ve tabi,nasıl kilo verdiği soruluyor. Arkadaşı
anlatıyor, doğru doktorun yanına, aynı tedavi. İlk gece,adam rüyasında bir sarayda. Etrafında
onlarca adam,bir o yatırıyor adamı,bir bu.Hele en son gelen bir zenci var ki,adamı mahvediyor.Üçüncü gün
sonunda adam dayanamıyor ve telefon ediyor doktora. Neden arakadası ile kendi rüyalarının farklı
olduğunu ögrenmek istiyor. Doktor biraz düşündükten sonra soruyor: "Siz hastaneye mi gelmiştiniz, muayenehaneye
mi?
Hastanede Vizite Yaşlıca, bir hanıma bir türlü teşhis konulamıyor. Kadıncağız
yirmi sekiz gündür Üniversite hastanesinde yatmakta ve hiç bir sonuç yok. Belki dikkatinizi çekmiştir, üniversite hastahanelerinde
garip bir hiyerarşi vardır. Prof. başta, arkasında Doçlar, sonrasında başasistanlar ve bir iki
parlak öğrenci üçgen düzende Vizitlere nerdeyse uçarak giderler. Yine böyle bir gün ve tüm kadro hastanın başında.
Prof sorar: - Radyolojik tetkikler ? Hemen filmler ışıklı panoya yerleştirilir. Sert ve kararlı
bir ses: - EKG ? Derhal hocanın önüne serilir, - Eforlusu ? O da hemen açılır hocanın önüne. - Laboratuvar
tetkikleri? Her şey önceden hazırlanmıştır. - Elektroansefalografi ? - Buyrun hocam. - Emar ? Dışarıda
çektirilmiş(!) emar da konulur büyük patronun önüne. - Sintigrafi? - Anjiyo?... derken Büyük şef sorar : - Sken
oldu mu ? Kadından gelen cılız bir ses : - Bi onu yapmadılar
Emzik Erkek:Tanrım, Kadınları niye bukadar güzel yarattın? Tanrı cevaplamış:'Aşık
olasınız 'diye... Erkek:Peki niye bazen aptal oluyorlar? Tanrı:Onlar da size aşık olabilsinler diye....
En
Pahalı Papağan Adamın biri,papağan almak ister.Gittiği dükkandaki papağanları sırayla
inceler.1.kafeste rengarenk,pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir.Etiketinde 5.000
dolar yazılıdır.Dükkan sahibine sorar.'Bu kuş niye bu kadar pahalı?Dükkan sahibi'bu papağan
tam 7 dil biliyor,onun için.Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür.Hem de 10.000 dolarlık.Yine
sorar.Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuşda ondan.Adam bir bakar en köşede ki kafeste ,tüyleri
dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var.Ama o da ne tam 50.000 dolar.Peki der bu perişan
haldeki kuşun nesi var.Dükkan sahibi'Vallahi birader,bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz.Ama öteki papağanlar
sabahları buna günaydın üstat diyorlar.
Bir iyi,bir kötü Bir gün Tanrı Adem'e gelir ve "Sana bir
iyi bir de kötü haberim var" der. Adem "O zaman önce iyi haberleri ver" der. Tanrı açıklamaya başlar, "Sana
iki yeni organ vereceğim. Birinin adı Beyin. Yeni şeyler yaratmanı, problemleri çözmeni,Havva ile zeki
ve zevkli sohbetler etmeni sağlayacak" der. Vereceğim ikinci organın adı ise henüz belli değil. Bu
sana inanılmaz zevk verecek, üremeni sağlayarak dünyanın nüfusunu arttırmaya yarayacak, Havva'yı
çok memnun edebileceksin, sana daha da aşık olacak" der. Adem çok heyecanlanır, "Bunlar harika hediyeler. Böyle
güzel iki haberden sonra hangi haber kötü gelebilir ki?" diye sorar. Tanrı Adem'e üzüntü içinde bakar ve "Bu iki organı
asla aynı anda kullanamayacaksın!" der.
Milyarder Koca Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar
verir ve LasVegas'in yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin
kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder: * "Hayatim, evde misin?" * "Evet
kocacığım." * "İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon
dolar kazandım." Kadın sevinç dolu bir çığlık atar: * "Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum..
Peki ama nereye?? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?..." Adam cevap verir:"Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde
çoktan gitmiş ol."
American teknolojisi Amerikalılar bir gün son teknoloji ürünü mükemmel bir uçak yapmışlar.
Bu uçağı düşünmüş-taşınmış ve arabistan'da test etmeye karar vermişler... Ülkenin
en iyi pilotuna vermişler uçağı... uçak havada arıza yapmış. Arap telaşa kapılıp
ne yapacağını şaşırmış bu durumda iken monitörde bir yazı çıkmış:
"This is American technology, don't afraid." arap biraz rahatlamış uçak düşerken aynı yazı birkaçkez
daha tekrarlamış ve sağsağlim inmiş adam... Düşünmüşler taşınmışlar
elin Amerikanı yapar da biz niye yapmayalım ki? diye düşünmüşler ve aynı uçaktan imal etmişler
ve ilk testi Amerikalılara yaptırmak istemişler.... Amerikan pilotu uçarken motorda sorun çıkmış
ve uçak irtifa kaybetmeye başlamış... monitörde "don't worry this is arabic technology" yazmış..
neyse pilot rahatlamış... bu bizim uçak gibi demiş ve sakinleşmiş. Aynı yazı iki-üç kez
daha çıkmış ve çakılmaya az kalmışken monitörde bir yazı daha çıkmış : "
Repeat after me; eşhedünla ilahe illallah ve eşhedüennemuhammeden abdühü ve rasülühü"
SHERLOCK HOLMES Sherlock
Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir şişe de şarabı devirdikten sonra uykuya
dalarlar. Birkaç saat sonra Holmes uyanır ve arkadaşını dürtükler. "Watson, yukarıya bak ve bana
ne gördüğünü söyle". Watson cevap verir: "Milyonlarca yıldız görüyorum." Holmes sorar: "Bu sana neyi gösteriyor?"
Watson bir an düşünür ve yanıtlar: " Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca
gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3'üçeyrek geçtiğini
çıkarıyorum. Teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Meteorolojik açıdan
da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?" Holmes arkadaşını
sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz: "Ulan hıyar, çadırımızı araklamışlar!"
Roma'da Bir Ayin Roma'da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi'nde büyük bir pazar ayini... Görkemli bir dinsel tören..
Papa bile katılıyor. Koskoca meydan mahşer yeri gibi..Kilisenin içi de dışı da tıklım
tıklım.. Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor...İkisinin de boynunda kocaman
birer levha asılı..Birinde "Ben koyu bir Hıristiyan’ım ,lütfen bana yardım ediniz " yazılı.
Ötekinde ise sadece " Ben koyu bir Yahudi’yim " yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hıristiyan olduğunu
ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu
ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudi’yim " yazısı
taşıyana sokuluyor. " Bana bak kardeş " diyor , "..dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hıristiyan
kiliseden çıkarken , senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca
bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence çıkar o yazıyı boynundan , sen de su
Hıristiyan gibi..." deyince , boynunda "Yahudi’yim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı
olana dönüp sesleniyor: - Heey !.. Salamon !.. Herife bak be !.. Gelmiş bize ticaret öğretiyor..
Fatihin
Yiğitleri Bir gün Cennet'in kapıları şiddetle vurulmuş: -Güm Güm Güm !! İçeriden seslenmişler:
-Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur
etmişler. Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle
çalınmış: -Güm Güm Güm !!! İçeriden sormuşlar: -Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi
bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz! İçeriden hemen cevaplamışlar:
-Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi! Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız
ancak geldik!!!
Dua Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. "Allahım sen annemi, babamı, ablamı,
ninemi ve beni koru" diye. Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün
dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç gün sonra baba yine duyar "Allahım sen annemi, babamı,ablamı ve beni
koru" diye. Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu kırılarak ölür. Bir kaç gün
sonra çocuk yine dua eder "Alla hım sen annemi, ablamı ve beni koru" diye. Baba kendisinin unutulduğunu fark
eder ve ertesi gün başına birşey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Aksam eve gelince
karısına sorar "Hanım bugün ben işteyken neler oldu?" diye. Karısı "Bizde bir şey olmadı
ama postacı öldü!!!"
Politikacılar Tarih Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için
Teksas'ta dolaşıyorlarmış.Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken,otobüs şoförün dalgınlığı
yüzünden derin bir şarampole uçmuş.Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kusa yem olmasınlar diye cesetleri
gömmeye başlamış. Ertesi sabah,Şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş.Çiftçiye sormuş:
"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?" Çiftçi cevap vermiş:
"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz....Nasıl
yalan söylerler!!!".
Sen biliyordun değil mi Nasreddin hocanın iki karısı varmış
biri diğerinden daha genç ve güzelmiş. Tekneyle gezintiye çıkmışlar karıları hoca demiş
biz göle düşsek önce hangimizi kurtarırdın hoca yaşlı karısına dönmüş hanım sen
biraz yüzme biliyordun değil mi demiş.
yumurta fiyatları İki tavuk markette geziyorlarmış.
Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 tl değerindeki yumurtaları göstererek "bak bunları
ben yaptım"der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 tl değerindeki yumurtaları
görürler. Bu sefer diğer tavuk "bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 tl
için kıçını yırtmaya değmez dedi" der.
Mühendis ve Yönetici Büyük bir şirketin üst
düzey yöneticilerinden biri bir gün New York üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını
aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen
bir adam görür ve alçalır. "Pardon. Ben neredeyim acaba?" diye sorar. "Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin"
der adam. Yönetici sinirlenir: "Sen mühendissin değil mi?" diye sorar. "Evet." der adam. "Nereden bildin?" "Çünkü başım
belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor." "Sen de yöneticisin
değil mi?" "Evet sen nereden bildin?" "Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun.Pusulan
yok, berbat durumdasın. Fakat bu simdi benim sucum oldu." ...!!
Hiiç "Adam günün yorgunluğu üzerinde,
perişan bir vaziyette İETT durağında otobüs beklemektedir. Nihayet uzun bir zaman sonra beklediği
güzergahın aracı gelir ve biletini attıktan sonra arka taraflara doğru ilerlemeye başlar. Bir-iki
adım ilerisindeki çift kişilik koltuğun boş olanına doğru ilerler; tam oturacağı sırada
engelleyici bir ses tonu onu durdurur: - Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun? - Kim olduğunuzu bilmeli miyim?
- Ben Yrd. Doç. falan kişiyim. - Evet? - Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın! - Size bir soru
sormak istiyorum. Siz Yrd. Doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız? - Doçent. - Peki sonra? - Şayet
başımıza bir şey gelmezse Profesör. - Daha sonra? - Belki zor ama, Ordünaryus Profesör. - Evet... Peki
bu dereceden sonra? - Hiiç... - Ben şimdiden 'hiç'im; lütfen müsade edin yanınıza oturayım
KILISE
Bir Hıristiyan kasabasında görevli papaz günah çıkarmaya gelenlere vaaz verirken,bundan sonra bana günah
çıkarmaya geldiğinizde bana aldattım kelimesini kullanmayın bundan çok bıktım onun yerine (düştüm)diye
söyleyin demiş,gel zaman git zaman papaz emekli olmuş onun yerine genç bir papaz gelmiş ama herselden habersiz,
yine günah çıkartmaya gelenler papaz efendi dün düştüm , gecen hafta düştüm, aradan bir ay geçmiş genç
papaz artık valiye gitmenin zamanı geldi düşen düşene demiş,ve valinin yanına gitmiş.Vali
bey su yolları bir kontrol etseniz düsen düsene,tabici vali bey düşmenin hangi anlama geldiğini bildiği
için kahkaha ile güler,papaz sinirlenir ve vali bey ne gülüyorsunuz daha dün kariniz geldi üç defa düştüğünü söyledi
demiş.
|
PAZARLIK
Küçük Kayseriliye hocası sormuş : - Altı kere altı? - Otuz dokuz. -
Otur, sıfır. Arkadaşı sorar : - Bildiğin halde neden otuz dokuz dedin? - Pazarlık edecektim,
anlamadı...
HOKKABAZ
Eve geldiginde burnu kanıyordu. Meraklanan annesine; -Okula hokkabaz geldi.
Burnumdan üç tane demir ellibinlik çıkardı... dedi. -Ama hokkabaz göz aldatır... Burun kanatmaz ki... -Zaten
burnumu hokkabaz kanatmadı ki. -Başka para kalıp kalmadığını kontrol eden arkadaslarim
kanattı...
ORUÇLUYUM
Ögrencinin biri sürekli yaramazlik yapiyormus. Ögretmen dayanamamis kulagindan
yakalamis. "Bana bak! Uslu durmazsan dayak yersin." deyince, ögrenci; "Ben oruçluyum!" der. Ögretmen; "Eee oruçluysan
ne yapalim?" deyince, ögrenci; "Annem bana sakin bir sey yeme dedi evden çikarken. Eger bir sey yersem orucum bozulurmus."
KARNE
Karne
günüydü.Küçük oğlan okuldan döndü. Annesi : Karnen nerede? diye sordu. Çocuk güldü : -Arkadaşıma
ödünç verdim. Babasını korkutacak...
YETENEK
Öğretmen sınıfa girmiş: -İçinizde
müziğe yetenekli olanlar kimlerdir? Dört öğrenci ayağa kalkmış. Öğretmen: -Siz doğruca
aşağı inin ve piyanonun taşınmasına yardım edin
SUYUN SICAKLIGI
Öğretmeni
ayşe'ye sordu. bebek banyosunda suyun sıcaklığını nasıl ölçersin. ayşe : önce bebeği
suya koyarım .bebek kırmızı renk aldıysa su sıcak eğer mor renk aldıysa su soğuk
beyaz bir renk alırsa bebeğin bir daha banyo yapmasına gerek yoktur.
DAHA ÇOK İSTİYOR
Çocuk,
okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı : -oğlum ne oldu gözüne? düştün mü
yoksa? -hayır düşmedim.arkadaşım orhan'la dövüştük.ben de yarın onun gözünü şişireceğim! Annesi
yatıştırmaya çalıştı : -sakın ha! dövüşmek iyi birşey değil.ben sana
yarın pasta çörek vereyim.arkadaşına da ver, barışın.güzel güzel oynayın olmaz mı? -olur
anneciğim, barışırız. Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü.annesi
merakla sordu : -yine ne oldu? -arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!
ANNEM GEL DEDİ
İlkokul
öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik
elini kaldırmayınca merak eder ve sorar, - Sen gitmek istemiyor musun? - İster idum ama anacığım
okuldan sonra hemen eve gel dedü...
BABADA KALACAKTI
Boşanma davasında kadın, hakime talebini
gerekçesi ile açıklamış: - "Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz
ay karnımda taşıdım." Hakim kocaya sormuş: - "Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz
var mı?" Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış: - "Sayın hakim. Farzedelim ki canınız
bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir,
yoksa parayı deliğe atanın mı?" Hakim sekreterine dönmüş: - "Yaz kızım. Çocuk babada
kalacaktır..."
DÜT DÜT
Bir gün ufak, bir çocukla ninesi karşıdan karşıya beraber geçeceklermiş,
nine 80, çocuk ise 5 yaşlarındaymış. Nine torununa: -Oğlum karşıdan düt düt geliyor,
çabuk geçelim, demiş. Bunun üzerine çocuk: -Yok nine, o düt düt değil, sekiz silindirli mercedes demiş
HİZMETÇİ
Evin
hanımı işe başlayan hizmetçiye: "Biz 8'de kalkar, 9'da kahvaltı yaparız. Sen ona göre hazırlanırsın
tamam mı?" Hizmetçi, gayet sakin:"Uyanamazsam, siz başlayın."
İZADAN ANLADIM
Adamın
birisi kendisi hakkında kötü sözler söyleyen birine haddini bildirmek için evine gider. Fakat adamı evde bulamaz.
Öfkesinden kapıya büyük harflerle "EŞEK" diye yazıp döner. Bir kaç gün sonra o adamdan şöyle bir yazı
alır: - Bize gelmişsin. Kapıya attığın imzadan anladım.
YENİSİNİ
ALABİLİRDİM
Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş:
-Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun ve
ilgilendiğin tek şey ben olurdum. Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş: -Evet
keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine yeni bir tane alabilirdim ...
BAN ALMADIM
Adamın
biri sormuş: -Cüzdanımı sen mi aldın? -Alti mahallenin, altıncı sokağının,
altıncı apartmanının, altıncı odasının, altıncı çekmecesinde duran Kur'an'a
el basarım ki ben almadım.
FALSIZ KALMA
Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı şöyle
bir yüzüne baktıktan sonra, sen bir gün milyonlarca İnsanin ölümüne neden olacak bir şey yapacaksın demiş.
Adam bunu duyunca dünyası yıkılmış ve İntihar etmeye karar vermiş ve en yakın tren
yoluna giderek raylara oturup treni beklemeye başlamış. O anda biraz ilerde rayların üzerinde oynayan
3-4 yaşlarında bir çocuk görmüş.Treninde geldiğini fark edince kendini boş verip koşarak çocuğu
kucakladığı gibi raylardan çekip almış, kıl payı kurtulmuş çocuk.Adam sormuş:oğlum
burada oynamak çok tehlikeli, nerde oturuyorsun sen? Çocuk: Şurada ilerde amca demiş.Adam: Adın ne senin oğlum
? ''Adolf '' amca...
Ah şu medya!
Temel bir gun hamama gider Herkezin uzerinde pestemal vardir ama temelin uzerinde
bir gazete kagidi sarilidir .... Temel e sorarlar - Temel hayirdir niye pestemal degilde gazete kagidi Temel cevap
verir: -Oglum medya herseyi buyutuyor..
Delikçi Memet Yeni evlenen çocuk cinsellik ile alakalı
hiç bir bilgisi yoktur, kız da bir o kadar saf, ilk gece ne yapacaklarını bilmeden oynaşırlar. Sabah
olduğunda babası oğluna sorar ne oldu ne yaptın.? Oğlu cevap verir valla henüz birşey olmadı,
ama çok yakında olur der babasına. Ertesi gün olur babası yine sorar ne oldu.? Cevap yine aynı bişi
olmadı. Aradan birgün daha geçer, babası yine sorar oğluna ne oldu. Oğul bu sefer farklı bir
cevap verir. Valla bayağı yumuşattım yakında kesin delerim der. Aradan bu şekilde birkaç
gün daha geçer, ama hiç bir değişiklik olmaz sonunda babası oğluna der. Bak oğlum, bizim köyün
altındaki köyde namlı bir adam var namınca ona delikçi Mehmet derler, istersen onu kimse duymadan çağırıp
şu işi hallettirelim yoksa rezil olucaz elaleme. Oğul tamam der ve babası haber yollar delikçi Mehmete,
adam gelir akşama eve ve derki beni bu gece yeni gelinle yalnız bırakın, sabaha işi bitirmiş
olarak size teslim ederim der, bizim kör cahillerde tamam derler, adam zaten hovardanın önde gideni namı ile delikçi
Mehmet, sabah olur delikçi gelinin işini bitirmiş vaziyette babaya teslim eder, üstüne üslük yaptığı
hizmetin ücretinide alır ve çeker gider. Akşam olduğunda yeni damatla yeni gelin yalnız kalırlar
bu arada gelin işi öğrendi tabi tecrübe sahibi oldu, nede olsa yeni damada her şeyi neyi nasıl yapacağını
gösterir ve sabah olduğunda babası tekrar sorar ne oldu oğlum tamammı damat cevap verir. Ya baba tamamda
ben göbekten uğraşıyodum delmeye bu adam çok aşağıdan delmiş ya. Babası cevap verir
o pezevenk ananıda ordan delmişti.
Dolmakalem Adamın birinin daldan dala gezerken cinsel
organı kırılmış. Doktora gitmiş doktor adama her akşam yatmazdan önce on onbeş dakika
cinsel organını bir bardak süte bandırmasını istemiş adam eve gelip yatma vakti geldiğinde
banyo ya girip doktorun dediklerini uygulamaya başlamış tabi karısı içerde bekliyor ve kocasına
seslenmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kadın sabırsızlanıp dalıvermiş banyoya kadın
şaşırarak, - Ay kocacığım kırk yıl düşünsem bunun bir dolma kalem gibi doldurulduğu
aklıma gelmezdi...
Düşman Karargahı Bir kasabanın kilisesinde papaz vaaz vermektedir. Konu kasaba
nufusunun azlığına gelir ve papaz halkı çocuk yapmak için "Eşiyle cinsel ilişkide bulunan her
kimse bir tabur düşman askeri öldürmüş kadar sevap kazanır" der. Vaazdan sonra evine dönen çiftlerden birinde
kadın kocasına yaklaışr ve "Hadi kocacım bir tabur asker öldürelim" der. Kocası kabul eder ve
birlikte olurlar. Aradan yarım saat geçer, kadın yeniden gelir, "Hadi kocacım bir tabur düşman askeri
daha öldürelim" der. Adam yine kabul eder ve yeniden birleşirler. Aradan bir saat geçer, kadın yeniden gelir "Hadi
kocacım bir tabur daha öldürelim" der, adam oflaya puflaya kabul eder ve yeniden birlikte olurlar. Bunun üzerinden bir
saat geçer kadın yine ister adam bir nevi çaresiz yine "hadi" der, bu sırada çıkarttıkları seslerden
rahatsız olan oğulları gelir odaya: "Ya çok gürültü yapıyorsunuz uyuyamıyorum" Babası
yakınır: "Ne yapayım oğlum, düşman askerleri ananin orasına karargah kurmuş, öldür öldür
bitmiyor"
Dayanıklı Ol 10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu hapisten kaçar. Kaçarken
önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını
da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının ustune atlar ve boynunu öpmeye başlar.
Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla
konuşmaya başlar: "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl optüğünü
gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun
olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız buna bağlı. Dayanıklı
ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur: "Haklısın
sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma
senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana
vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, ben de seni seviyorum!"
Değmez Viagra
kullanımının yasak olduğu Mısır'da bir mısırlı pazarda gezerken yanına bir
yabancı kaçakçı yaklaşmış. "Beyefendi" demiş, "Viagra almak istemez misiniz. Sadece 100 Mısır
lirası" - Değmez... - 50 Mısır lirasına ne dersiniz? - Değmez... - Peki ya 20?
- Hayır değmez... - Peki ya 10 Mısır Lirası? - Değmez... - Bakın, bu hapların
her bir tanesi 10 Mısır Lirasına maloluyor. Nasıl olur da "Değmez" dersiniz ! - Yo yo, Haplara
değer. Ama karım buna değmez..
Dayak Köşede müşteri bekleyen sokak kadınına
yaklaşan adam : -Kaça, diye sordu... Saatiniz kaça? -10 Milyon lira... -Ben onmilyon değil, tam yüzmilyon
lira veririm... -Gerçekten mi? -Gerçekten ya... Valla veririm hemde yüzmilyon lira... Ama döverim ben ... -Amaaaaan.
Yüzmilyonu verde döv... Otele doğru yürüdükleri sırada adam yineledi : - Bak söyleyeyim fena döverim ben ...
-Döv canım, yüzmilyonu ver de... Soyundukları sırada adam : -Son defa söylüyorum fena döverim. -Amaaaaan
be!... Dövermiş.... Ne kadar döversin yani? -Vallaaa parayı geri alıncaya kadar döverim...
Doktor
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür.Bebeğe bakan doktor :
-Bu çocuk iyi gıda almıyor, der ve kadına dönerek: -Lütfen soyununuz, diye rica eder. Soyunan kadının,
göğüslerini iyice kontrol ettikten sonra doktor : -Düşündüğüm gibiymi? hanımefendi der, sizin hiç
sütünüz yok. Kadın : -Tabi olmaz doktor bey, der.Ben çocuğun teyzesiyim...
Diş çektirmek mi??
Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın : -Ah doktorcuğum, dedi.Bu dişi çektirmektense,
çocuk doğurmayı tercih ederim. Doktor : -Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı
verin.
Dert
Eczaneye giren delikanli, eczaci hanimi görünce geri dönmeye davrandiysa da, - Ne
istediniz? Sorusu üzerine durmak zorunda kaldi. - Eczaci beyle görüsecektim. - Eczanenin sahibi benim. Iki de bayan
ortagim var. Ne istediginizi bize söyleyebilirsiniz. Delikanli, kizarip bozararak: - Son günlerde bir seyler oldu
bana, dedi. Kadinlar beni çok tahrik ediyor.Üç bes kadin bile yetmiyor. Bunun için bana acaba ne verebilirsiniz? Eczaci
hanim: - Bir dakika, dedi içerdeki arkadaslarimla Konusayim. Geri dönünce: - Size, dedi, ayda sekiz bin frank verebiliriz.
Bizim evde kalirsiniz, yiyip içmek de bizden.
Daktilo
Her ikiside gazetede yazar olan bir çift evliliklerinde
devamlı çok ateşli ve çok sık sevişiyorlarmış. Gün gelmiş çocukları olmuş. Çocuk
olup biteni anlayacak yaşa gelene dek hızlarından bişey kaybetmemişler. Ancak bakmışlar
artık çocuk büyüdü olup biteni anlayacak. Aralarında bi paralo bulmaya karar vermişler ve ikiside yazar ya
canı isteyen ötekinden daktilo isteyecek ve sevişmek istediğini eşine bildirecekmiş. Bu paralo tutmuş
canı sikişmek isteyen eşine ---hayatım daktilomu gelir diyormuş. eşide hemen yanına gidiyor
ve işi bitiriyorlarmış. Birgün adam şömine başında otururken canı sevişmek istemiş
ve -- cocugum git anneme söyle daktilomu getirsin demiş. Çocuk mutfakta bulaşık yıkayan annesine gidip
babasının isteğini iletmiş ama kadın şimdi elim bulaşıkta söyle sonra getiririm demiş
. Bir yandan da kocasıyla yaşayacagı ateşli sevişme yi düşünüp iyice tahrik olmuş. Yarım
saat kadar sonra kocasının yanına gidip tahrik olmuluş bi sesle --- daklilon geldii hayatım deyince
adam şöyle bi kafasını kadırmış ve kadına kızgın bi ifade ile --- lüzumu kalmadı
elle yazdım demiş.....
Geber ula Temel ile Dursun hararetli bir şekilde iddialaşırlar.
Temel: - "Ula Dursun ha pen pu pinanun çatusundan pi pardak suya paluklama dalarum daa." Dursun: - "Nah dalarsun ula imkanu
yoktur" Vardır yoktur bir milyarına iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldırıma
koyar. -"Iyi izle ula" der "Nasul dalacam hamsi cibi" Dursun ise hala Temel'i umursamamakta, dalgasını geçmektedir.
Temel catıya çıkar Dursun'a seslenir: -"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" ve kendini boşluğa bırakır.
Tam yere üç beş metre kala Dursun yerdeki bardağa bir tekme sallar: "Geber ula ..pne Temel"
Garaj hava
çok karlı radyo'dan her gün yayın yapılıyormuş - Bu gün yollar karlı yolların buz tutma
ihtimali var o yüzden sağ taraftan gidin yada sol taraftan gidin. Temel bu yayınlara göre sağ ya da soldan
hareket ediyormuş.Yine yağışlı bir gün radyo yine yayın yapıyormuş radyodaki kadın -
Bu gün yollar yine buzlu tam şu taraftan gidin derken yayın kesilmiş. Temel'de yanında oturan Fadime'ye
dönmüş -Haçen kadın açikleme yapemadu yayin kesuldu şimdi arabayu ne tarafe çekelum Fadime hemen cevap
vermiş; - Uşağum bu gün bırak araba garajda galsun
Gözlerim bozuk
Göz doktoru: -
Şu tablodaki harfleri okur musunuz? Cafer: - Siz bana okur musunuz? Benim gözlerim bozuk da..
Gerdek
Bir
gün genç bir çift evlenir ve damadın evi olmadığı için babasının evinde kalır. Babasının
evinde de annesi ve 10 yaşındaki kız kardeşi de varmış. Genç çift gerdeğe girmiş ve
sabah oldugunda damadın babası kahvaltıya inmelerini beklemiş. Fakat saat 11 olmuş kimse inmemiş.
Ufak kardeşi de, "Ben niye inmediklerini biliyorum." demiş. Babası da "Sus senin aklın böyle şeylere
ermez." demiş. Saat 16 olmuş yine odadan çıkan yok. Babası yine merak etmiş, kız kardeş
de yine "Ben biliyorum" demiş fakat babası "Sen sus" demiş ve saat aksam 8 oldugunda yine odadan çıkan
olmayınca kız kardeş yine "Baba vallahi ben biliyorum" demiş. Babası da artık meraktan çatladığı
için "Söyle bakalım, niçin inmiyorlar?" demiş. Kızda; "Akşam abimle yengem gerdeğe girerken, yengem
benden krem istemişti. Bende yanlışlıkla japon yapıstırıcısı vermişim..
LEZZET TESTİ
Adamın biri birgün ekmeğin arasına yay koymuş ve bir ısırık
almış. Görenler ne yapıyorsun diye sormuşlar. Adam yayla lezzet testi yapıyorum demiş.
|
- Aydinlikta
Nasreddin
Hoca kapisinin önünde bir seyler araniyormus. Komsulari : - Hayrola Hoca efendi, demisler, birsey mi kayip ettin? -
Mühürüm düstü de... - Nerede düsürdün? Söyle, biz de bakiverelim... - Içeride düsürdüm, avluda... - Avluda kayip
olan sey sokakta aranir mi be Hoca? - Avlu karanlik. Burasi daha aydinlik da onun için burada ariyorum...
Ben
Zürafayim
Bir gün, CIA, KGB ve MIT teskilatlarindan hangisinin daha basarili oldugunu tespit etmek için bir "istihbarat
yarismasi" düzenlenmis. Bu yarisma uyarinca, her üç teskilatin en iyi adamlarindan olusan onar kisilik ekipleri Kongo nun
balta girmemis ormanlarina göndermisler. Ormanin girisinde görevlerini açiklanmis : "Ormana girip, en kisa sürede
bir zürafa bulup getiren kazanir..." Önce KGB liler gitmis. 15 dakika sonra bir zürafa ile çikagelmisler. Sonra CIA
gitmis. 10 dakika sonra zürafa ile gelmisler. En sonunda bizim MIT gitmis, 7 dakika sonra bir fille dönmüsler. Yarismayi
düzenleyenler "Bu da nedir?.." diye sorunca fil atlamis : "Abi valla ben zürafayim..."
FARK
Küçük John okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, "Matematik dersinden 1 aldim" der. Babasi hemen sorar, "Neden ?"
"Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu, ben de "6" dedim. Babasi hemen oglunu tasdikler ve "Fakat bu dogru" der. Ondan sonra
da "ögretmen 2x3 kaç eder?" diye sordu. "Has siktir, ne farki var ki ?" "Ben de ögretmene aynisini söyledim
Lamba
Cini
Kadinin biri temizlik yaparken bir lamba bulmus. Bunun tozunu alirken icinden bir Cin çikmis ve "Dile benden
ne dilersen..." demis. "Ama sakin unutma, benden sadece üç dilek dileme hakkin var ve de her isteginin iki katini kocana
verecegim" demis. Kadinda "Tamam" demis. Ve ilk dilegi "Beni dünyanin en guzel kadini yap" olmus. Cin, "Bak ama kocan
iki kat daha yakisikli olacak" demis. Kadin "Sorun degil." demis. Ikinci dilegini, dünyanin en zengin kadini olmak olmus.
Cin kadini yine uyarmis... "Bak kocan senin iki katin kadar zengin olacak" demis... Kadin yine "Sorun degil." demis...
Sira üçüncü ve sonuncu dilege gelmis ve kadin gülerek; "Simdide beni öldurmeyecek hafiflikte bir kalp krizi geçirmemi sagla..."
demis.
Doğanın Dengesi Temel ormanda agaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe
çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan
halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki
ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
Temel'in Kaynanası Temel bir gün kahveye girmiş.Üstü
başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap vermiş.
Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de."
Şarap Temel çok para kazanmış.
Ailece lüks bir lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı seçip ısmarlamış. Garson :-Hangi
yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,- Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.
Siyah Beyaz Kadın Temel ve dursun
yaz tatillerinde Antarktika’ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar.
Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. ertesi sabah bir rehberle anlaşarak
kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel
rehbere seslenerek - "pardon burada hiç beyaz kadın var mı" diye sormuş, rehber - "tabiki var, buradaki kadınların
yüzde doksanı beyazdır" demiş. - "peki siyah kadın var mi?" - "eh bir kaç tane var bu civarda" - "pekİ
siyah beyaz kadın var mı" rehber son derece şaşkın bir şekilde - "tabiki hayır ben hiçbir
yerde rastlamadım böyle kadına" cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun’a dönerek - "ula dursun
yoksa dün akşamkiler penguen miydi?????".
Temel Uçakta Temel Londra'ya uçakla seyahat ediyormuş. Uçakta
herşey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş: "Sayın yolcular, uçağımızdaki 4 motordan bir
tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz" Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha: "Sayın
yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız" Herkes rahat ama bir anons daha
gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir: "Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha
bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz" Herkes ohh çeker rahatlar. Temel ise panik içinde:
"Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz"
Parmak Temel oğluna parmakların isimlerini öğretiyormuş."Bak
uşağum bu baş,bu işaret,bu orta,bu yüzük ve buda serçe parmak.Anladınmı?"oğlu kafasını
sallıyarak hayır demiş.Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladınmı uşağum?".Çocuk
tekrar hayır demiş.Bir daha, bir daha derken en sonunda çocuk anladım deyince, Temel elini sallayarak "bak
bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş...
Tükürük Şampiyanu Temel Almanya'ya
işçi olarak çalışmaya gider.Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır.Adam
bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.Adam:-"Ben 96 olimpiyatları dünya
şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük
Temelin kafasını sıyırarak gider. Hans: -"Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık
dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tükürür. Temel: "Daha acemiyim." der.
Temel Duşta
Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını
keselemeye gelen annesi sorar : - Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın ?.. Temel cevap verir : -
Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş...!!
Paluklar neden konişmiyi Paluklar neden konuşmiyi
temelciğum - Paşini akvaryuma sok anlarsin,Fadimeciğum
Süzme Temel'in 8 tane çocuğu varmış.
Ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler, durumu
anlatmışlar. Böyle böyle biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1-2 kutu prezervatif vermiş.
Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gün
prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime
" Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş." Ölçüyü falan almış 1-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş.
Temel ile Fadime nin 1 çocukları daha olmuş . Zamanla çocuk büyümüş, 9-10 yaşlarına gelmiş.
Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda
birinci, sporda tüm şehrin en iyisi, köyün en zeki, en atılgan çocuğu olmuş. Bir gün Temel kahvede otururken
sormuşlar. " Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı
oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Süzme o, süzme..! "
Apandisit Yeri Temel ile Fadime Köye hakim
yamaca oturmuş, sohbet ediyorlarmış. Temel ne yapsakda sevişsek diye fırsat kollarken Fadime:" Temel
sağa apantisut ameliyatı olduğum yeri cöstereyim mi?" diye sorar. Temel hemen kabul eder." He cöster." Fadime"Ha
şu karşıçi sarı binanın içinci kati."
Ne Yesem Temel dahiliyeci olmuş ve buna bir
gün kadının biri gelmiş, demiş ki: -Doktor bey ne yesem onu sıçıyorum. Pasta yiyorum pasta cıkıyor
ekmek yiyorum ekmek çıkıyor,demiş. Temel de : -O zaman bok ye, demiş.
Araştırmacı
Temel Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını
gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir PİRE
almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının
ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal
olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada
Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın üzerine tekrar bırakarak
seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir
hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi.
SONUÇ: "PİRE'nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır."
Telefon Temel bilim adamı
iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar; -Biz
ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.
Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve
Temel başlar anlatmaya -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik
ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
Temel Balık
Avında Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar
ve çok büyük bir fırtına çıkar.Temel duva etmeye başlar. Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan
bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden. Hava bir zaman sonra düzelir. Temel evine
dönmeye başlar. Birtaraftanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla, yarısını dağıtsam
olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla ben bunların
çeyreğini dağıtsam olur der.Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar. Tam o sırada hava
tekrar bozulur.Temel kafasını gök yüzüne diker ve şöyle der."Haçen sen de şakadan hiç anlamiyusun
Jim ile Mary Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında
dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp
Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de
Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler
yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider: -Mary, sana bir
iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık
ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın
hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu. Mary gayet sakin
yanıt verir: -O intihar falan etmedi ki.Ben onu astım kurusun diye.
BomBa Bir tımarhanede deliler
ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak
yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak
soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları
gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir
yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru
daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı
atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır.
Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz
akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız
da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili
uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık"
derler.
5 Şişe Kola Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır.
"Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al
işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır.
Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri
getirdim abi".
Son Bir Test Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında.
"Bunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi ?"demişler. Bunun
üzerine iki deliyi bir masa başına getirmişler. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz
dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve "Buyurun beyler, yiyiniz." demişler. Delillerden bir tanesi hemen
zeytinlere saldırmış,ötekisi araya girmiş, "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"
Havuz Doktor
akıl hastahanesine havuz yaptırmış. Deliler buna çok sevinmişler;o kadar sevinmişler ki hemen
havuza dalmaya başlamışlar,360 dalanlar,balıklama dalanlar. Doktor hastalarının birinin yanına
yanaşmış''Havuzu nasıl buldunuz ?''diye sormuş. Deli de çok beğendiklerini,havuzun harika olduğunu
söylemiş. Doktor da ''İyii.Yarın da havuza su dolduracaaz.!!''demiş
Delidir Ne Yapsa İki
deli hastaneden kaçmaya karar verirler gece olunca planı yapıp kaçarlar ve ertesi gün hastaneye tekrar dönerler
arkadaşları sorar neden kaçtınızda tekrar geldiniz? Deliler cevap verir bugün provasını yaptık
yarın kaçacağız derler...:))
Zeytin Testi Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş.
Doktorlar kendi aralarında "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına
gelmiş mi" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa basına çağırmışlar. Masanın
üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve "Buyrun beyler,
yiyiniz." demişler.Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş, "Önce
kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"
Kendini Fare Zanneden Hasta Kendisini fare zannettiği
için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından;
iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak,iyileştiğinden
emin olmak istemişler. Adama sormuşlar: -"Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?" Adam gülümsemiş:
-"Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım." Doktorlar, içleri rahatlayarak: -"Tamam
o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı", demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar.
Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına
saklanır halde görmüş. -"N'oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün
tadını çıkar!" -"İyi de doktor bey, orada bir kedi var!" -"Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık
bir fare olmadığını biliyordun?" -"Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da;
kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?"
Karıştırmadın İki deli
havuzun başında oturuyorlarmış.Biri kalkıp havuza şeker atmış.Havuzdan bir yudum almış
ve tükürmüş.Arkadaşına: -Havuza şeker attım ama tatlı olmadı.. Arkadaşı: -Karıştırmadınki
salak!
|
|